info@huseyinpehlivan.av.tr | 0 232 501 20 20 | 0 232 441 55 58

SEÇİM NOSTARJİSİ



SEÇİM NOSTALJİSİ
31 Ekim 2015 Cumartesi 23:38:52

Merhaba,sevgili dostlar
Bugün yeni bir seçim için sandığa gidiyoruz. Yapılacak seçimlerin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı sonuçlar getirmesini diliyorum. 
Seçim deyince aklım çocukluk günlerime gitti ve içimden bir nostalji yapmak geldi. Hatırladığım ilk seçim 1973 yılında idi, Seçim sonrası kurulan CHP-MSP hükümeti bir süre görevde kaldı.O tarihin en önemli olayları 1974 Kıbrıs barış harekatı ve yine 1974 genel affı idi. Bilindiği üzere o yıllar çok çalkantılı idi. Siyaset istikrar görmüyor ve daha sonraki yıllarda artacak olan terör olayları yavaş yavaş yayılıyordu.
Ardından 1977 seçimleri geldi. O zamanki şartlar çok değişikti. Seçim sonuçları hemen belli olmaz, sabahlara kadar radyo başında beklenir ve sabah veya ertesi gün öğlene doğru işin rengi belli olurdu. Bir diğer ilginç taraf ise o zamanlarda büyükşehirlerde CHP’nin çok güçlü olduğu idi. Nitekim 1977 seçimi akşamı özellikle şehirlerden gelen sonuçlar doğrultusunda Bülent Ecevit tek başına iktidarını ilan etmişti. Ancak gece yarısından sonra işin rengi değişmiş ve kırsal kesimden ve köylerden gelen sonuçlar CHP için hayal kırıklığı yaratmış, tek başına iktidar kurulamamıştı.CHP % 42 civarında oyla 450 vekilli mecliste 213 vekil kazanmıştı.
Benim ilk kullandığım oy ise 1982 anayasa referandumunda idi.O zamanlar oy kullanma yaşı 21 idi. Bu nedenle ancak oy kullanabilmiştim .Ardından Özal’lı yıllar başladı. 1983 yılında tek başına iktidar oldu. Daha sonra 1987 yılında değişik bir seçim yöntemi ile % 36 oyla 450 milletvekilinin 292’sini kazandı. Hatta Turgut Özal’ın bu dahiyane seçim sisteminden dolayı o dönemdeki gazeteler Turgut-Very Good  diye manşetler atmıştı.
Ardından yeniden koalisyonlu yıllar başladı. Mecliste çok sayıda parti olduğu gibi o dönemde partilerin içinden de yeni partiler türedi. 2002 yılına kadar böyle devam ettikten sonra bu tarihten itibaren yeniden bir tek parti iktidarı ile devam edip gitti. Bu pazar ne olacağın hep birlikte göreceğiz.
Bunlar seçimlerin genel değerlendirmeleri, bir de bu güne göre farklıkları var. Bir kısmı yazının içinde zaten geçtiği üzere bunlardan da bahsetmek istiyorum.
İlk belirteceğim sonuçların ertesi güne kalması. Dolayısıyla erken zafer ilan edenlerin zaman zaman yanılabildiği bir seçim yaşanması idi. Bunun yanında şehir ve kırsal kesim oylarındaki farklılaşma veya karsal kesimin şehirlere akın etmesi sonucu değerlerin değişmesi ve buna göre oy çıkması.
Herkesin hatırladığı bir başka konu ise bir zamanlar seçimde oy kullanan  kişilerin parmaklarının boyanması idi.Hindistan’dan getirildiği söylenen ve yıkamakla çıkmayıp birkaç gün kalan bu boya ile mükerrer oyun önüne geçmeye çalışılırdı.
O tarihlerde oy pusulaları çarşaf gibi olmaz seçime giren partilerin  sayısı çift haneli rakamlara bile ulaşmazdı. Baraj olmadığı için çok az oy alan bir parti bile belirli bir bölgede vekil çıkarabilecek oy sayısına sayıya ulaşmış ise milletvekili sahibi olurdu.
Televizyon yaygınlaşmadan önce radyo başında seçim konuşmaları dinlenir, kahvelerde oyun oynayanlar oyunlarını bırakır ve konuşmaları dinlerdi. Oy olarak yansımasa dahi 1980 öncesinde etkili hitabeti ile Ferruh Bozbeyli ve kısmen Turhan Feyzioğlu dinlenme açısından favori isimlerdi. Ancak vatandaş bunları sevmesine ve dinlemesine rağmen çok da oy vermezdi.Bu 1960 öncesi Osman Bölükbaşı örneğinde olduğu gibi yaşanırdı.
Liderler bir ekranda ve doğal olarak başka kanal olmadığı için tek ekran olan  TRT’de bir masa etrafında buluşur ve tartışıp konuşurlardı.Vatandaş ekrana kilitlenir ve soluksuz onları dinlerdi.
O zamanın en önemli özelliği ise 80 öncesinde ve sonrasında çok güçlü liderlerin olması idi. Hepsi birbirinden tecrübeli görmüş geçirmiş ve ağzı iyi laf yapan liderler nedeniyle televizyon tartışmalarının oya etkisi çok olmazdı. Gazetecileri lider değil programcı seçerdi. Şimdi ise seçtiği gazeteci ile tek başına ekrana çıkan liderleri izliyoruz.
Geldiğimiz son durumda anketler,yasak dinlemeyen kanallar, seçim akşamı yasak kalkmadan bir şekilde sonuçları vermeye başlayan siteler, fotoğrafı çekilip paylaşılan tutanaklar vesaire. Yani günümüz şartlarında geçmişin bu şartlarından eser kalmadı.
Eskiden saat 21.00 olmadan sonuç açıklanması mümkün değil iken şimdi o saatte neredeyse işin rengi belli oluyor. Dolayısıyla seçim heyecanı, merak, uykusuz geceler geçmişte kaldı. Elimizde bir seçim heyecanı vardı onu da aldılar.
Hangi görüşten veya partiden yana olursak olalım sonuçların adaletli yansıması için mutlaka sandığa gidelim.

İyi seçimler.