info@huseyinpehlivan.av.tr | 0 232 501 20 20 | 0 232 441 55 58

ÖLÜM - KADER - İNANÇ !



ÖLÜM - KADER - İNANÇ !
28 Ağustos 2015 Cuma 14:53:02

Merhaba sevgili dostlar…
     Kötü günlerden geçiyoruz,Ölümler,yaralanmalar,patlamalar,sakat kalan insanlar,annesiz babasız kalan yavrular,evladını göremeden hayata veda etmek zorunda kalan babalar ve ortalığı yıkıp geçen yüreğimizin derinliğine kadar işleyen feryatlar…..
     Ölüm kadermidir diye sormak lazım.Evet inancımız gereği ve imanın şartı olarak kazaya ve kadere inanıyoruz.Ama Türkiye gibi en ucuz ölümlerin yok yere ölümlerin olduğu bir ülkede bu ölümleri kader diye nitelemeye inanın dilim varmıyor. 
     Bir deprem oluyor,onbinlerle ifade edilen insanımız ölüyor.Aynı deprem Japonya’da oluyor ama bir kişi bile ölmüyor.Maden kazası oluyor,sayısı yüzlü rakamlarla ifade edilen insanımız ölüyor.Almanya’da yıllardır maden kazalarında bir kişinin bile ölmediği görülüyor.En son İskandinav ülkelerinde yaşam odaları sayesinde madenciler günler sonra kurtuluyor.Şili’de 58 gün sonra madenden sağ çıkan insanları biz mucize olarak nitelendirse de aslında alınan tedbirlerin bir sonucu.
     İş kazalarında her gün birkaç insanımız ölüyor,köprüler çöküyor,sel baskınları oluyor,trafik kazaları zaten olağan hale gelmiş,terör ise başımızın belası,ama sonuç hep ölüm.Bizim nitelememiz ise kader.Artvin ilimizde ölenler daha yeni toprağa verilirken 2012 yılında Samsun’daki sel faciası ile ilgili dava takipsizlikle sonuçlanıyor.Çaycuma ilçesindeki köprü göçmesinde de yine yargılama yok.Ölen öldüğüyle kalıyor.Ben bir yazımda sormuştum sorumlu kim diye…Sorumlu kim acaba gerçekten.Bu kadar ölümü kader diye geçiştirebilmek mümkün mü.?
     Bizim ülkemizdeki bir olayda insanlar ölürken aynı olayın benzeri üstelik bizim inancını beğenmediğimiz,Hıristiyan dediğimiz,Yahudi dediğimiz,Budist dediğimiz başka bir ülkede olduğunda kimse ölmüyorsa demek ki bu kader değil.Bu bir inanç sorunu.
     İnanç sorunu derken,sorun bizim inancımızda değil.Sorun bizim inancımızı gereği gibi yaşamayan,kadere sığınmak yerine inancının gereğini yerine getirmeyen bizlerde.İnancının gereğini yaptıktan sonrasında elbette kadere karşı koyabilecek durumda değiliz.O zaman kaderimize razı olmak durumundayız. 
     Bizim inançlarını eleştirdiğimiz,şu veya bu dinden veya inançtan diye küçümsediğimiz insanlar aslında bizim yapmamız gerekeni yani bizim inancımızın değerlerini hayatlarında uyguluyorlar.Ama inançları  farklı olan biz ise inançlarımız doğru olmakla birlikte inancımızın gereğini yerine getirmiyoruz.Ondan sonra da suçu kadere yükleyerek kurtulmaya çalışıyoruz.Kime sorsak kendisinin inançlı olduğunu söylese de büyük çoğunluğumuzun o inancın gereklerini yerine getirmediğimiz de bir gerçek.Zira güneş balçıkla sıvanmaz.
     Ölümlerden bahsetmişken Ali’m feryatları ile yüreğimizi yakan Yarbay Mehmet Alkan’dan bahsetmeden geçemiyeceğim.Amacım ona destek olmak veya eleştirmek değil.Olayın siyasete etkisi de beni ilgilendirmiyor.Ben olaya insani ve vicdani açıdan bakıyorum.32 yaşındaki kardeşini kaybetmiş bir insandan ne bekliyorduk ki.? Kimsenin yaşamasını istemeyiz ama elbette onun yaşadığı kardeş acısı veya bir çok vatandaşımızın yaşadığı evlat acısı anlatılabilecek bir olay değil.Ancak yaşayanlar bilebilir.O acıyla duygularını söyleyen bir insana saldırıya geçmek ise daha da acı.
     Ama kim ne derse desin ben Yarbay Mehmet’in bunlardan etkilendiğini veya ayrı bir acı ve üzüntü duyduğunu düşünmüyorum.Çünkü onun yüreğindeki acı öyle derin ki; Ali’m Ali’m  feryatları ile zaten bunu açığa vurdu.Dolayısıyla başka hiçbir şey onun canını bu kadar acıtamaz.Allah hepimizi böyle acılardan uzak tutsun.
     Bu arada seçim kararı alındı,yeniden sandık başına gideceğiz,haziran seçiminde bir parti hariç oy oranlarını yaklaşık olarak tutturmuştum.Bu seçimle ilgili tahminimi de yasaklar başlamadan önce yazmayı düşünüyorum
     Ölümlerden ve acılardan uzak,inancımızın gereği gibi yaşayabileceğimiz mutlu sağlıklı huzurlu günler dileğiyle… .