Yoğun kampanya döneminden sonra seçim günü gelip çattı. Yapılacak seçimlerin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı sonuçlar getirmesini dilemekten ve oyumuzu kullanmaktan başka yapabileceğimiz bir şey yok. Haydi hayırlısı diyerek pazar günü sandık başındayız.

Kadın erkek eşitliği ve seçme ve seçilme hakkının tanınması açısından Avrupa’da çok önde olmamıza rağmen maalesef kadınlarımıza siyaset yolunu çok fazla açtığımız veya onların siyasette ağırlığının olduğunu söylemek zor. Cumhuriyet tarihimizde sadece bir kadın başbakan çıkarabildiğimiz ve kadın cumhurbaşkanı çıkaramadığımız da düşünülürse bu düşüncenin doğruluğu daha iyi anlaşılır.

Seçim deyince aklıma başka bir şey geldi. Geçen hafta yazdığım ey özgürlük isimli yazımın manşet resminde dikkatinizi çekmiştir. Bir güzellik yarışmasına katılanların resimleri vardı. Seçimle bunun ne ilgisi var denilebilir ama bence çok ilgili.

Hollanda gezimizde ilginç bir olay başımızdan geçti. Ülkenin başkenti Amsterdam olmakla birlikte parlamento binası Den Haag kentinde. Rehberimiz bizi Hollanda meclisine götürdü. Bahçesinden içeri girdiğimizde bize meclis salonunu ve parlamenterlerin odalarını gösterdi. Ancak meclisin bahçesinde başka bir telaş ve koşuşturma vardı. Koşuşturan insanlar, kamera ve fotoğraf çekimleri, yayın araçları falan.

Biz daha meclisin bahçesine rahatça ve engelsiz girmenin şaşkınlığını yaşarken hareketliliği görünce siyasilerden birisi ile ilgili yayın veya benzeri bir olay var zannettik. Ancak bir baktık ki meclis bahçesinde güzellik yarışması ve bunun fotoğraf ve kamera çekimleri var. Ben de yarışmaya katılanların bir fotoğrafını çekmiştim. Geçen hafta yayınlanan fotoğraf odur. Tabi ki, Türkiye için düşünmesi bile zor bir olay.

Bu arada belki bize tuhaf gelse de basında yer alan Hollanda başbakanının bisiklet ile işe giderken çekilmiş fotoğraflarının veya İngiltere başbakanının metroda ayakta seyahat eden resminin ne kadar gerçekçi olduğunu insan anlamış oluyor.

Buradan şu sonuca varmak mümkün. Her ne kadar seçim öncesi adayların afişlerinde “sizden biri” ”içimizden biri” gibi sloganlar bulunsa da bizim siyasetçilerimiz seçildikten sonra halktan kopuyor. Maalesef araya bir set bir duvar örülüyor ve birçoğu artık ulaşılamaz insan oluyor. Umarım bu seçimde seçilecek adaylarımız bunu kırabilir ve başladıkları şekilde görevlerine devam ederler.

Pazar günü seçimler var. Herkesin mutlaka oy kullanması gerekli. Oy kullanmak hem bir hak ve hem de bir görevdir. Dolayısıyla bir oydan ne olacak demek kadar yanlış bir şey yoktur. Zira milyonlarca oy bir oyların toplanması ile oluşmaktadır.

Şikayet etmeden önce oy kullanmak gerekir. İktidardan veya muhalefetten şikayet eden insanların çoğunun oy kullanmadığı inkar edilemez bir gerçektir. Oy kullanmayanın şikayet etmeye hakkı yoktur. Önce görevimizi yaparak sonra sonuca göre varsa şikayetimizi söyleyebiliriz.

Herkesin vatandaşlık görevini yaptığı, kavgasız gürültüsüz olaysız bir seçim diliyorum. Seçilecek vekillerimize şimdiden halktan kopmamalarını ve hep halkın içinde olmalarını tavsiye ediyorum. Eğer siyasiler halktan kopuk olursa bu defa korku ve endişe başlar ki, o zaman yukarıda verdiğim örneğin veya benzerlerinin de ülkemizde yaşanması mümkün olmaz.

İyi haftalar, iyi seçimler, ülkemiz için haydi hayırlısı…