info@huseyinpehlivan.av.tr | 0 232 501 20 20 | 0 232 441 55 58

ÇOCUKLA BÜYÜK OLMAK



ÇOCUKLA BÜYÜK OLMAK
24 Nisan 2015 Cuma 01:30:41

Bu hafta üç güzel olayı birlikte kutluyoruz. Bir yandan sevgili peygamberimizin doğumunu kutlayan kutlu doğum, diğer yandan milli bir bayramımız olan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı ve akşamında ise mübarek regaip kandili. Her ne kadar toplumda bununla ilgili yoğun tartışmalar yapılsa da ben onlara girecek değilim.

Peygamberimizin çocuk sevgisi bilinen bir gerçek .Çocuklarla ne kadar ilgilendiği, onlara olan hoşgörüsü, sevgisi, çocuklara verdiği önem, onlarla oynayıp şakalaşması, yıllar boyu okuduğumuz ve bildiğimiz gerçekler.

Atatürk’ün ise aynı şekilde çocuk sevgisi fazla olan bir insan olduğu, hatta bundan dolayı çevresindekilere genelde çocuk diye hitap ettiği ve çocuklara bayram armağan eden tek lider olduğu da bilinen bir gerçek.

Benim anlatmak istediğim ise bu bilinen gerçekleri sıralamak değil şimdiki çocuklardan bahsetmek. Zira ben şimdiki çocukları artık çocuk olarak kabul edemiyorum. Bana göre onlar büyümüşler, biz ise çocuk kalmışız. Devir o kadar hızla değişiyor ve teknoloji o kadar hızlı ilerliyor ki bizim nesillerin buna ayak uydurması mümkün değil. Ama çocuklar bir harika ve her şeyi birebir takip ederek bu günkü yaşama uyum sağlayabiliyorlar.

Bilgisayarda bir şeye takılsak hemen çocuğumuzu çağırıp ona soruyoruz. Telefonumuzla bir istediğimizi yapamazsak çocuğumuzdan yardım istiyoruz. Bir olayla ilgili haber almak istesek veya devam eden bir maçın sonucunu  öğrenmek istesek uğraşmaktansa onlar anında telefondan bakıp bize bildiriyorlar. Çocuklar o kadar akıllı ve teknolojik olmuş ki bizim onlara yetişmemiz ve ayak uydurmamız mümkün değil.

Eskiden çocukla çocuk olmak diye bir deyim vardı. Çocuğun seviyesine inmek onun dilinden konuşmak onunla ortak davranışlar göstermek için bu deyim kullanılırdı. Ama günümüzde bunun öneminin kalmadığını düşünüyorum. Zira şimdi çocuklar o kadar ileri düzeye gelmişler ki bırakın çocukla çocuk olmayı artık çocukla büyük olmak zorundayız. Bu bile bazen yeterli olmayabiliyor. Çocuklar artık bizimle aynı seviyeye inmek zorunda kalıyorlar.

Peki çocuklarımıza gereken önem ve değeri veriyor ve onları fikren ve bedenen sağlıklı nesiller olarak yetiştirebiliyor muyuz? Buna olumlu cevap vermek maalesef mümkün değil. Kötü örnekler o kadar çok ki, buna iki örnek vermek istiyorum.

Bu güzel haftada peygamberimizin doğumunu kutlarken, yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’i pasta olarak yaptırıp, daha sonra onu kesip yiyerek cahiliye devrinde helvadan put yapıp acıktığında onu yiyenleri hatırlatanlara en güzel cevabı çocuklarımız verecektir.

Yine bu güzel bayramda çocuklarımızı geçici olarak koltuklara oturtup güya ona yarının büyükleri havasını veren ancak,çocuk istismarının,çocuk işçiliğin, yüksek düzeyde olduğu ülkelerden biri olmamıza rağmen buna yönelik tedbirleri almayan yöneticilerimize de en güzel cevabı çocuklarımız verecektir.

Öyle bir nesil gelmektedir ki;yapılan her hata, her yanlış bir bir not edilmekte zihinlerde arşivlenmektedir. Teknolojinin de yardımıyla bu hatalar günü geldiğinde bu çocuklar tarafından yapanların suratına çarpılacaktır. Çünkü bu çocuklar bir gün büyüyecektir ve büyümektedir.

Çocuklara gerekli önemin verildiği, çocuk istismarlarının, çocuk işçilerin olmadığı bir ülkede yaşamak dileğiyle iyi haftalar. Bayramınız ve kandiliniz kutlu olsun.