info@huseyinpehlivan.av.tr | 0 232 501 20 20 | 0 232 441 55 58

KADINLARIMIZ



KADINLARIMIZ
5 Mart 2015 Perşembe 21:51:34

İki gün sonra 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamaya hazırlanıyoruz. O gün her yerde kadınları öven sözler söylenecek. Konferanslar, paneller yapılacak; çiçekler, hediyeler alınacak ve kutlamalar gerçekleştirilecektir. Ancak bu durum ülkemizde yaşanan acı gerçeği değiştirmeyecek, kadın cinayetleri ve şiddet devam edecektir. Dilerim olmasın ama aynı günün akşamı belki de yeni kadın cinayetleri haber olacaktır. Bu yazıyı hazırlarken bile Antalya, Samsun ve Erzurum’dan üç ayrı kadın cinayeti haberi ile irkildiğimi söylemek isterim.

Oysa ki böyle olmaması lazım. Kadınlar bizim her şeyimizdir. Bizi karnında taşıyan, canından can veren ve dünyaya getiren, bebek iken süt veren, altımızı temizleyen, üstümüzü örten kısacası hayatını bize adayan kadınlar annelerimizdir. Küçücük yaşlarda mahallemizde oyunlar oynadığımız, belki minik ama anlamını dahi bilmediğimiz hayaller kurduğumuz oyun arkadaşlarımız kızlarımız, geleceğin kadınlarıdır. Gençlik hayallerimizi süsleyen başımızda kavak yelleri estiren, daha sonra evimizi, yuvamızı, gönlümüzü birleştirdiğimiz eşlerimiz bizim kadınlarımızdır.

Evimize sahip çıkan, çocuklarımızı büyüten, hastalığımızda başucumuzda bekleyen, kadınlarımızdır. Onlar bebekken annedir süt verir, çocukken arkadaştır dosttur, mahalle çocuğudur, komşu kızıdır, sırdaştır, kankadır, insana hayat verir, gün gelir, büyür gönlünü verir, kalbini verir.

Kısacası değerini bildiğin kadın sana hayatını verir. Gün gelir acıyla yoğrulur, gün gelir sabırla bilenir, gün gelir olmayanı oldurur, yemez yedirir, giymez giydirir.

Kısacası onlar hayatın evrelerine göre anadır, bacıdır, eştir, kardeştir, bazen abla, bazen yengedir, gün gelir nenedir, haladır, teyzedir, ama; hep kadındır ve hep aynı kadındır.

Kadındaki hoşgörü sabır ve metanet erkeklerde yoktur. Erkeklerimiz kavga ederken kadınlarımız bunun fren mekanizması gibidir. İçi kan ağlasa da bunu dışa vurmadan hoşgörü ve sevgi mesajları verebilir. Bunun en canlı örneğini de yakın zaman önce öldürülen Özgecan Aslan ve Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun anneleri göstermiş ve içlerindeki tarif edilmez evlat acısını ortaya çıkarmadan sevgi ve hoşgörü mesajları verebilmişler ve topluma örnek olmuşlardır.

Kadınlarımız evinde avrat olur, işinde ırgat olur. Savaşta üzerinde şalvar başında yazma, belki de çıplak ayakla askerine mermi götüren odur. Bazen halı dokur, bazen kitap okur, hamur yoğuranı da vardır, ip eğireni de vardır. Erkeklerin önüne düşüp kurtuluş meşalesini yakanı da vardır. Kimisi türkülere, ağıtlara konu olmuş; kimisi şiirlere, kitaplara sığmamıştır. Gerektiğinde ülke yönetiminde söz almış, devletin her kademesinde verilen görevleri başarı ile yerine getirmiştir. Dolayısıyla kadınlar bizim her şeyimizdir.

Eğer bu gün biraz hoşgörü yoksunu isek, empati yeteneğimiz yoksa, kadınlara tüm haklarını veren ilk ülkeler içinde yer almamıza rağmen bu gün kadınlarımız bu halde ise ve her gün cinayet haberleri geliyorsa suçun biz erkeklerde ve bizi yönetenlerde olduğu da kesindir. Bunun için önce temelden eğitim şart olup, toplumun bilinçlendirilmesi bir zorunluluktur.

Kadınlardaki hoşgörü kimsede yoktur. Sebebi de ana yüreği denilen tılsımlı şeyin sadece onlarda olmasıdır. Ana yüreğinin devreye girdiği yerde hoşgörü tavan yapacağı gibi olumsuzluklar da yok olacaktır. Hayatın her kademesinde daha çok kadının yer alması en büyük temennimizdir.

Kavgadan, şiddetten uzak, kadın cinayetlerinin, tacizlerin, ensest ilişkilerin, tecavüzlerin ve her türlü şiddetin olmadığı ve bu suçları işleyenlerin hakkıyla cezalandırıldığı hak ve adalet içinde geçen mutlu, huzurlu ve gelecekten umutlu günler dileğiyle….