Merhaba sevgili dostlar,
     Yılın son gününde ve yeni bir yılın başındayız.İnsanlık var oldukça şimdiye kadar geçen binlercesi gibi daha nice yıllar arka arkaya akıp gidecektir hayatımızdan.Bizden öncekiler nasıl yıllarını geçirip hayata veda etmiş ise,bizler de aynı sona doğru gideceğimiz gibi,bu defa bizden sonra gelenler yılları tüketip gideceklerdir.
     İnsanlar nedense yeni bir yıl geldiğinde bunu yeni bir ümit olarak da görürler.Elbette yeni bir şeylere ümit bağlamak onu başlangıç olarak kabul etmek iyi bir duygu olmakla birlikte,aslında hayatımızda değişen çok bir şey de yoktur.Yılın son günlerinde mevcut olan yaşantımız muhtemelen aynı şekilde öbür yılın ilk günlerinde de aynı şekilde devam edecektir.Çılgınca yapılan özellikle yiyecek alışverişlerinin aslında abartıldığı ve alınan bir çok şeyin kaldığı veya israf edilip çöpe atıldığı da bir gerçektir.Onun için her şeyi ölçüsünde alıp ölçülü kullanmak en makul davranış biçimi olsa gerektir.
     Yılbaşının en güzel tarafı hediyeleşmektir.İnsanlar maddi imkanları ölçüsünde eşine,dostuna,sevdiğine,çocuğuna veya kimi istiyorsa ona küçük veya büyük bir hediye alarak gönül almakta ve onu hatırladığını hissettirmektedir.Hediyeleşmek zaten her zaman güzel ve toplumumuzda yaygın bir davranış olmakla birlikte yılbaşı günleri bunun doruğa çıktığı günlerdendir.
     Onun dışında bir takım ödüller dağıtılır.Yılın gazetecisi,yılın sporcusu,yılın televizyon dizisi.yılın sanatçı gibi bir takım seçimli etkinlikler de geçen yılın hoş ve iz bırakan yönleridir.
     Geleceğe dair ümitlerimizin sadece yeni yılda değil her daim var olması kaçınılmazdır.Ancak yeni yılın önemi belirli bir dönemin bazı şeyler için başlangıç olarak görülmesinden kaynaklanmasıdır.Ancak başlangıç kabul edilen bu günlerden sonra yapılması istenilen şeylere tam anlamıyla uyulduğu da pek söylenemez.Benim de kişi olarak artık yılbaşından sonra şöyle yapacağım dediğim halde hayata geçiremediğim bir çok davranışım bulunmaktadır.Çünkü hedeflenen davranış için başlangıç dönemi dışında onu yapma azmi de bulunmalıdır.
     Geçtiğimiz yıl ülkemiz açısından kötü ve sıkıntılı geçmiştir.Kan gözyaşı ve ölüm maalesef kol gezmektedir.Dirliğimiz düzenliğimiz bozulmuştur.Dünyanın da bir çok yerinde durum farklı değildir.Aynı olaylar aynı acılar bizimle birlikte dünyanın bir çok yerinde de yaşanmaktadır.Umudumuz bir an önce huzurun sağlanmasıdır.

     Millet olarak bir şeyin normalini yapmakta zorlandığımız için yılbaşında ortaya çıkan bir başka sorunumuz daha vardır.Bir kısım insanlar yılbaşını çılgın şekilde kutlamanın,eğlencede ve alkolde sınır ve kural tanımamanın,çoğu hoş olmayan bir çok davranışı yapmanın bahanesi olarak görmektedir.Başka bir grup insan ise dini bir takım gerekçeler ile bu insanlara karşı tavır takınmakta,yapılanlara çoğunluğu dini gerekçeler ile karşı çıkmakta bunun yüzünden tartışmalar kavgalar ve olaylar çıkmaktadır.Bu arada özellikle büyük meydanlarda yaşanan taciz olayları da millet olarak asla bize yakışmayan davranışlardır.
     Aslında olayı bu şekilde kutuplaştırmanın da bir anlamı yoktur.Yılbaşı hıristiyan alemi açısından dinen önem arzeden bir dönemdir.Bizde ise sadece yeni bir yılın başlangıcı anlamındadır.Elbette toplumlar arasında bir takım kültürel etkileşmeler olmakta ve karşılıklı olarak onlara veya bize ait bir kısım davranışların karşı tarafça yapıldığı görülmektedir.Ancak bunu da hoşgörü sınırları içinde aşmak ve yeni bir ayrışmanın ve kamplaşmanın sebebi yapmamak gerekir.
     Bir yılın sonuna geldiğimiz şu günde 2015 yılını hatırlarken bizi gülümseten anlar ve  tadı unutulmayan anılar ile hatırlayabiliyorsak ne mutlu bize.2016 yılını  beklerken yaşanabilecek güzelliklere kalbimiz ve gönlümüz açık ise ve bu umutla bekliyorsak ne mutlu bize.
     Tüm dostlara gönüllerinden ve kalplerinden ne geçiyorsa gönüllerinden geçtiği gibi yaşayabilecekleri mutlu,umutlu.huzurlu ve her şeyden önce sağlık içinde yaşanabilen nice mutlu yıllar….