info@huseyinpehlivan.av.tr | 0 232 501 20 20 | 0 232 441 55 58

ANNEMİN DUASI



ANNEMİN DUASI
10 Mayıs 2015 Pazar 09:24:09

Rahmetli annem her namazdan sonra “Yarabbi, bizi evlatlarımızın gömmesini nasip eyle” diye dua ederdi. Ben ise bunu duydukça kızar, sinirlenir, böyle dua olur mu diye kendisine sitem ederdim.

Bu sitemlerime sessiz kalsa da bir gün yanına çağırarak anlatmaya başladı. “ Evladım benim duama kızıyorsun ama, doğal olan budur. Anne babayı evladının toprağa vermesi kadar normal olan bir yol yoktur. Ama bunun tersi yani bir anne babanın evladını toprağa vermesi çok büyük acıdır. Allah kimseye böyle bir şey yaşatmasın “ dedi. Ne demek istediğini ve neden öyle bir dua ettiğini o zaman çok iyi anladım. Bu arada günde 15-20 kişinin öldüğü 12 eylül öncesinde 1979 yılında beni okul için Ankara’ya göndermek zorunda kalınca bu dualarını ne kadar sıklaştırdığını da tahmin ediyorum.

Aklıma annemin bu duası gelince yıllar gözümün önünden akıp geçti. Bu ülkede ne kadar çok anne baba sudan sebeplerle evladını toprağa vermek zorunda kalmıştı. Aklımın erdiğinden bu yana insanlarımız ve özellikle gençlerimiz çeşitli sebepler ile birbirine düşman edildi. Yüzlerce, binlerce on binlerce gencimiz hayatını kaybetti. Bu gençlerimizi, bu evlatlarımızı yüreği kor gibi yanan anneler babalar kendi elleriyle toprağa vermek zorunda kaldı. Nice anneler hastanelerin bodrumlarında soğuk morg odalarında evladının cenazesini teşhis etmek zorunda kaldı.

Osmanlı döneminde sadece Türkler askerlik yaptığı için evlat acısını çekenler de yine onlardı. Çanakkale Savaşında, Kurtuluş Savaşında yüz binlerce Anadolu evladı toprağa girmek zorunda kaldı. Nice anneler var ki bu zamanlarda savaş meydanlarında kalan evlatlarını toprağa vermek bile nasip olmadı. Cumhuriyet kurulduktan sonra da çeşitli bahaneler ile gençlerimiz insanlarımız birbirine düşman edildi. On binlerce gencimiz kimisi çatışmalarda vurularak, kimisi idam sehpalarında asılarak, kimisi trafik kazalarında parçalanarak hayatını kaybetti. Nice anaların yüreğine avlat acısı düştü.

Dünyada bizim kadar kendi evlatlarını toprağa veren bir ülke ve yüreğinde evlat acısı ile yanıp kavrulan on binlerce anne olan başka bir ülke varmıdır bilmiyorum. Anneler Günü deyince benim aklıma yüreği yanık anneler geldi. Allah tüm anneleri evlat acısından korusun.

Annelik öyle bir duygudur ki tarifi imkansız. Anne bazen ailenin hamisi, bazen yuvanın direği, bazen kötü niyetli insanlara karşı güven veren bir kale kapısıdır. Çocuklarının bazen annesi, bazen doktoru, bazen arkadaşı, bazen elinde terlikle çocuğunu kovalayan ama bir şey olmasın diye içi kıpırdayan bir varlıktır.

Anne gizemli bir varlıktır. Onda insanın içine işleyen bir şefkat, sonsuz bir hoşgörü, asil bir koruma içgüdüsü, erişilmez bir güven duygusu vardır. Anne kötülükleri iyiliğe çeviren bir melek, evlat  acısında bile gerekirse dimdik durabilen bir anıt kişiliktir. Anne sırtını dayayabileceğin yüce bir dağ, kırık kalpleri yapıştıran sihirli bir tutkaldır.

Anne deyince aklıma gelen o kadar çok güzellik var ki, anlatmaya kelimeler, yazmaya sayfalar yetmez. Onun için yazılan şarkılar, çevrilen filmler, söylenen şiirler ve güzel sözler onu ancak kısmen anlatabilir. Zaten bu kadar yüce ve güzel bir varlığa hangi güzel söz yazılabilir ki.? Söylenecek hiçbir güzel söz annenin güzelliğini anlatmaya yetmez.

Annelerimizin hak ettiği değere sahip olduğu annenin evladını kaybetmesi kadar acı olan annelerimizin sokaklarda bıçakla kurşunla öldürülmediği, evlat acılarından uzak günlerde yaşamak dileğiyle başta sevgili eşim olmak üzere tüm annelerimizin ve haber sitemizin sahibi Serap hanımın anneler gününü kutlar, iyi haftalar dilerim.